UIAA tarafından Ürdün’de düzenlenen bir eğitim kampına (UIAA Eğitim Standartları Kursu 1) dostum İbrahim Akçay ile birlikte eğitmen olarak davet edilmiştik. Bu daveti hemen kabul ettik. Açıkçası kendimden şüphe ediyordum çünkü uzun süredir gerçek kayada antrenman yapmıyordum ve orada ne ile karşılaşacağımı da bilmiyordum. Rehber kitap alacak zamanım da yoktu. İnternette yaptığım araştırmalarda genelde bölge hakkında gezginlerin yazdığı bilgilere rastladım. Rotalar hakkında ise detaylı bilgi mevcut değildi; sadece rotaların tahmininizden daha zor olduğu yazılıydı. Bir de sonradan “bedevi stili” ve “bedevi rotası” kavramlarını öğrendim. Bedeviler gerçekten yüksek sayılabilecek dereceleri emniyet olmadan tırmanabilmekteydi.
Kafamda bir sürü soru işaretiyle, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda İbrahim ile buluştuk. Ürdün Havayolları’ndan biletlerimiz alınmıştı. Rahat bir yolculuk sonunda Amman’a ulaştık. Ürdün Turizm Bakanlığı’nın bir görevlisi inişte bizi karşıladı ve havaalanı yakınında bir otele götürdü. Plan hakkında hiçbir fikrimiz yoktu. Görevli bir süre otelde dinlenip bekleyeceğimizi, başka birisinin daha geleceğini söyledi. Yaklaşık üç saat süren bekleyiş sonunda, İspanya’dan gelen, sonradan çok iyi dost olacağımız Jordi Magrina da bize katıldı.
Jordi’nin gelişinden sonra taksi olarak kullanılan bir minibüs ile korkunç bir yolculuğa başladık. Desert Highway (Çöl Otoyolu) adı verilen yolda güneye, Akabe şehrine doğru yol alıyorduk. Şoför inanılmaz bir hızla giderken telefonla konuşup aynı anda uyukluyordu. Jordi neredeyse şoförün üzerine atlayıp direksiyona müdahale edecek gibi tetikte bekliyordu. Adamın uykusu açılsın diye zoraki molalar uydurarak yola devam etsek de sayısız tehlikeli durum atlattık. Bu yolculuk beş saat kadar sürdü sanırım. Gecenin karanlığında iyice ıssız bir yola girdik ve kaptanımız buradan sonra başka bir araçla devam edeceğimizi söyledi. 4x4 bir pikap ve Ali bizi bekliyordu. Ne kadar yolumuz kaldığını sorduğumda Ali “Beş saat!” dedi. Bir anda çöktüm. Çölde ilerlemeye başlayınca Ali şaka yaptığını, yarım saatte kampa ulaşacağımızı söyledi. Karanlıkta hiçbir şey görmeden çölde kum üzerinde ilerliyorduk. Çölde Türkiye’de kullanılanlara benzer kıl çadırlardan kurulu bir kampta yolculuğumuz sona erdi.
Wadi Rum kayalıkları ve kamp alanı |
Steve Long Wadi Rum köyünde geçmiş tırmanış kayıtlarını inceliyor |
Kampta bizi Ürdün Turizm Bakanlığı görevlisi Khaled karşıladı ve çadırımızı gösterdi. Gece saat 02.00 olmuştu, çok gerilmiştik; hemen yattık. Sabah UIAA Tırmanış Standartları Çalışma Grubu’ndan Steve Long bizi karşıladı. Kahvaltı için kullanılan çadırda Steve bizi ekibin diğer üyesi olan Tim Jepson ile tanıştırdı. Onlarla program ve etkinlikler hakkında konuştuk. Beş eğitmen (iki İngiliz, iki Türk ve bir Katalan) olarak bu bölgede yaşayan ve rehberlik yapan on üç gence tırmanış ve rehberlik eğitimi verecektik. Gençler bu bölgede yaşayan ve çocukluktan beri rehberlik yapan kişilerdi ve çoğunun aile mesleği de rehberlikti. Bir sürü rotayı emniyetsiz geçebilecek durumdaydılar ancak teknik tırmanış öğrenmek istiyorlardı. Bu nedenle, bölgede turizmin geliştirilmesi için Turizm Bakanlığı böyle bir kurs açılmasını istemişti. Petzl ise malzeme ve eğitim konusunda destekleyici olmuştu. Biz de içinde kanyon geçişi gibi birçok aktiviteyi barındıran bu organizasyonun tırmanış ayağı için Steve Long tarafından davet edilmiştik ve nihayet buradaydık. Eğitim nedeniyle pek tırmanış imkanımız olmayacaktı, yine de birşeyler yaparız diye konuştuk İbo ile. Ancak gerçekten de çok tırmanamadık…
Bölge çok eski bir tırmanış bölgesi. Çölde birçok kamp yeri var. Kumtaşı kaya yapısı bizim için çok çürük ve yumuşak. Bir sürü çatlak ve boltlu rota mevcut. Çatlakların hemen hepsinde daha önceki çıkışlara ait izleri (perlon, karabina, yardımcı ip, vb.) bulabilirsiniz. Fakat dereceleri fazla ve kaya güven vermiyor. Zımpara gibi ancak her an dağılıp kum haline gelebilir; fazla asılmaya gelmiyor.
Biz oradayken yeni rehber kitabın hazırlanmakta olduğunu öğrendik. Çölde değişik özellikte birçok kanyon var. En meşhur olanı Barragh Kanyonu. Bir diğer kanyon ise bizim üç saatte geçişini gerçekleştirdiğimiz İglakhat Kanyonu. Bu kanyon birçok yerde çok daralıyor ve zaman zaman ip inişi ve lider tırmanış yapılması gerekiyor. Birçok yerde sabit emniyet noktası bulunuyor. Kamp alanımız yaklaşık 900 metre yükseklikte ve etrafta birçok zirve var. İçlerinde en ünlüsü 1950 metre yüksekliği ile Jebel Rum. Çölde her ne kadar birçok kamp alanı bulunsa da vahşi bir yaşam var. Dikkat! Bazı bölgelerde kireç taşına rastlamak mümkün. Bazı bölgelerde granit olduğu söylense de biz göremedik. Bölgede rotalar arası, daha doğrusu sektörler arası mesafeler çok uzak. Bu nedenle araç mutlaka gerekli.
Wadi Rum'un kumtaşı rotalarında tırmanış eğitimi |
İbrahim Akçay, Jebel Rum doğu yüzünde tırmanıyor |
Hasan Hüzeyin Boğaz, Gorf Antar bölgesindeki kumtaşı rotalarda tırmanıyor |
“Wadi” okunduğu gibi “vadi” anlamında. “Rum” ise “tepe” anlamında. Bölgenin girişinde Rum Village denilen köyde konaklama imkanı mevcut. Burada eski tırmanış kayıtlarına ve raporlara ulaşabilirsiniz. Köye 15 dakika uzaklıktaki Jebel Rum kütlesinin doğu duvarında birçok geleneksel rota mevcut. Birkaç gün burada eğitim yaptık ve İbo ile bu rotaların bazılarında iki ip boyunda tırmanışlar gerçekleştirdik. Tüm günümüzü alacağından ve eğitim yaptığımız için uzunluğu 450-500 m olan bu rotaların tamamını çıkamadık. Bahsettiğim rotaların en ünlüsü “Gold Finger”. Bize anlatıldığı kadarıyla 2014 yılının Mart ayında üç Fransız tırmanıcı burada emniyet noktasının sökülmesi sonucu ölmüş. Bu rotanın ikinci ip boyunun sonunda iki boltlu bir emniyet noktası oluşturdum. Matkaba dokunmamla dibine kadar girdi. Maalesef epoksi boltumuz olmadığı için sıkışmalı bolttan iki tane kullandım. Hem “Gold Finger” hem de yanında bulunan “Live and Let Die” rotasına hizmet ediyorlar. Ancak kaya yapısı çok yumuşak olduğundan boltların her zaman mutlaka kontrol edilmesi gerekir. Bölge kısa kaya için de uygun; belirleyeceğiniz kısıtlamalarla sayısız kısa kaya problemi yapılabilir. Zemin kum. Tırmanış için en uygun mevsim kış ayları. Gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı çok fazla olduğundan geceleri sağlam giyinmek gerekiyor.
Eğitimin son günlerinde Ölüdeniz ve civarına gittik. Burası kireçtaşı; tam istediğimiz gibi. Ölüdeniz, deniz seviyesinin 450 metre altında ve çok tuzlu. Yüzdüğünüzde batmıyorsunuz. Suyun içinde sakın gözlerinizi açmaya kalkmayın. Sineklere dikkat, anında yemeğinizi bitirebilirler! Wadi Weida adlı kanyonda kireç taşında çalışma imkanı bulduk. Yine burada İbrahim Akçay ile üç ip boyunda ve 5 derece zorlukta olan Dieu Ludik adındaki rotanın iki ip boyunu çıktıktan sonra rota iniş için uygun olmayacağı ve çürük olduğu için indik.
Ürdün’de para birimi Jordi ama Avro her yerde geçiyor. Fiyatlar daha önce bulunduğum İran, Kırgızistan gibi doğumuzda bulunan ülkelere göre yüksek olsa da Türkiye ile karşılaştırıldığında yaklaşık aynı. Sanıldığının aksine Ürdün’de petrol yok. Ancak yakıt tabii ki ülkemizden ucuz. Petra antik kenti çok yakınımızda olmasına rağmen gidemedik ama Ürdün tam bir turizm cenneti. Ülkenin hemen her yerinde damak zevkimize yakın yemekler bulmak mümkün. Çöl, gezginler, tırmanıcılar ve maceracılar için sayısız sürprizlerle dolu…
Tırmanış sezonu: Bölge için en uygun tırmanış sezonu sonbahar sonundan ilkbahar ortasına kadar olan dönem (Kasım-Nisan ayları arası). Çöl kışın sadece bir-iki gün yağış alıyor. Gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkına dikkat edilmesi gerekiyor; geceler oldukça serin geçiyor. Ayrıca günler bu mevsimlerde oldukça kısa olduğundan uzun bir rotada daha rota bitmeden güneş batabiliyor.
Ulaşım: Bölgeye en yakın havaalanı Akabe’de. Türkiye’den buraya direkt uçuş var. Ulaşım için bir diğer seçenek ise Amman Havaalanı. Akabe şehri Wadi Rum’a özel araçla yaklaşık bir saat mesafede, Amman’dan ise yaklaşık dört saat sürmekte. Akabe-Wadi Rum arasında sezona bağlı olarak seyrek de olsa minibüsler çalışıyor.
Konaklama: Çölde konaklamak için birçok kamp bulunuyor. Bedevi çadırlarında güzel yemekler yiyip ud, nargile ve ateş eşliğinde güzel zaman geçirebilir ve çöl şartlarına göre oldukça konforlu kıl çadırlarda kalabilirsiniz. Bu kamp yerlerinden araç kiralayıp çölde günübirlik geziler yapabilir ya da bir grubun gezisine katılabilirsiniz.
Rehber kitap: Treks and Climbs in Wadi Rum, Jordan
Bölge ile ilgili bilgiler bulabileceğiniz internet sayfaları: jordanjubilee.com, wadirum.net
Yazar: Hasan Hüseyin BOĞAZ
|