Süner Tepe (3595 m), Emli Ormanı’ndan Kocadölek’e giderken yanından geçtiğimiz ama kendisini pek farketmediğimiz bir dağdır.
Yakın arkadaşı Oksar Tepe’ye bir sırt ile bağlanan bu dağ, Emli Vadisi’ne gelen dağcılar tarafından pek ziyaret edilmez.
Ziyaretçilerini daha çok Yedigöller’e bakan kuzey tarafından alır. Bu yüzdeki az eğimli rotası, Yedigöller’de kamp kuran
dağcılara yazın kolay bir zirve çıkışı imkanı verir. Ara sıra da içerisinde bulunduğu sırt hattındaki zirvelerin geçişini
yapanlar tarafından zirvesine uğranır. Oysa ki bu dağ, güney tarafında yaklaşık 1600 metre yükselen büyük bir yüz, yarı
saklı bir vadi ve uzun süre kurumayan bir su kaynağı barındırır.
Bora’nın (Maviş) Cıngıllıbeşik tarafından görüp etkilendiği Süner Tepe Güneybatı Yüzü (çizimde yeşil hat) ilk kış çıkışına
ancak üçüncü denemede izin verdi. Yüzün ilk denemesi Polonyalı tırmanıcılar Marcin Pius, Adam Ciucka ve Bora Maviş
tarafından 24 Şubat 2011 tarihinde yapılmış (çizimde mavi hat) ama rotanın alt bölümlerindeki aşırı kar, oturan tabakalar ve
çığ tehlikesi nedeniyle geri dönmek zorunda kalınmıştır. Rotanın ikinci denemesini ise Argün Katırcı, Bora Maviş ve ben 7-8
Ocak 2012 tarihlerinde yaptık. İlk gün şiddetli bir rüzgarda rota üzerindeki büyük mağaraya kadar çıkıp geceledik (çizimde
turuncu hat). Gece yağan aşırı kar ve ertesi sabahki çığ tehlikesi nedeniyle rotanın geri kalanına bakıp giderek şiddetlenen
rüzgar altında ne yazık ki dönmek zorunda kaldık. Böylelikle daha önce hiç aklımda olmayan bu rota tırmanmak istediğim
rotalar listesinde yerini aldı.
2. denemede bivakladığımız mağaranın girişi |
Mağarada geçirdiğimiz gece boyunca kar yağmış. Sabah dışarı çıktığımızda her yer
kar ile dolmuştu. Çığ tehlikesi olduğu için dönüş kararı aldık (2. deneme). |
Mola sonrası girdiğimiz Süner Tepe Güneybatı Yüzü'nün ilk etapları (~3050 m)
|
Yarıyıl tatilinin gelmesini fırsat bilip Bora ile bir haftalık dağ planı yaptık. Dağdaki koşullara göre şekillendireceğimiz
alternatifli bir plan ile 2 Şubat 2012’de Sarımehmed’in Yurdu’na vardık. Dağın daha içlerine gitmek yerine burayı ana kamp
olarak kullanacak ve koşullara göre etrafta birkaç rota deneyecektik. İlk rotamızı tabi ki Süner Tepe olarak belirlemiştik.
Bu sefer, büyük mağarada yattığımız ilk denememizden farklı olarak, bir maraton planı yaptık. Rotada gecelemeyecek, gün boyu
tırmanacaktık. Yanımıza rota üzerinde su takviyesi yapabilmek için hafif bir ocak seti, acil durumlarda (öğlen sıcağında çığ
tehlikesi, geçici yağış ya da aşırı rüzgar...) beklemek için bir bivak torbası alacaktık.
Gece 24.00’te kalkıp hazırlıklarımızı yaptık ve 02.30’da Emli Ormanı içerisinde yürümeye başladık. Ormanda kar yumuşaktı,
ama eski izler rahat ilerlememizi sağladı. Ormanı hızlıca geçtik ve mağaraya doğru tırmanmaya başladık. Yamaçta kar oldukça
sertti ama mağaraya yaklaştıkça batmaya başladı. Tırmanışın mağaraya kadar olan bu ilk kısmında, Süner-Oksar tepeleri
arasında kalan gizli vadinin girişine kadar, iniş rotası olarak da kullanacağımız klasik rotanın girişiyle aynı hattı takip
ettik (çizimde sarı hat) 1. Yaklaşık 08.00 civarı mağaranın hemen üst seviyesine ulaşıp (~3005 m) molamızı
verdik. Buradan sonra artık tam olarak güneybatı yüzünde yer alan kar kulvarı sistemlerinden tırmanmaya başlayacaktık. Bir
önceki denememizde bu etabın giriş bölümünde parlayan buz tabakaları görmüştük. Bu etapların sonrasında ise rotanın kilidi
olacağını düşündüğümüz, kulvarlar arasında geçiş için kullanacağımız kaya etapları vardı.
İp açtığımız iç bükey yüzey. Amacımız bu kısa etabı çıkıp bir üstteki setten sola geçmekti. Ama bu yüzeyi
geçemeyince başka bir alternatife yöneldik |
3. kar alanına geçiş yaptığımız baca/kulvar hattının sonu |
Ana kulvarda yükseliş |
Sert kar kaplı giriş etabını geçip ufak bir kar-kaya bandını aştık. Sonra da yer yer buzlu etaplarla kulvarda ikinci kuleye
kadar ilerledik. İkinci kulenin arkasındaki donmuş çarşaklı kanalı miks tırmanış ile geçip iki kulvarın arasında yer alan
sırta yükseldik. Böylelikle beklediğimizden rahat bir geçiş ile bir sol kulvara ulaşıp kafamızdaki ilk kilidi bitirmiş
olduk.
Kulvarda baldır-diz arasında batan kar ve ara ara buz etapları vardı. Bu bölümleri önce sola çapraz ve sonra dikine
yükselerek geçtik, karın bittiği noktada önümüzdeki gri renkli belirgin kısa kaya etabını çıkmak için ip açmaya karar
verdik. Planımız, bu kısacık kaya etabını çıkıp yukarıda görünen setlerden bizi zirveye götürecek olan soldaki ana kulvara
ulaşmaktı. İpler çantadan çıktı, burgular buza, takozlar çatlaklara takıldı ama birkaç metre sonraki iç bükey ve tutamaksız
yüzey hamle yapmaya bir türlü izin vermedi. Bora, birkaç deneme yaptıktan sonra geri geri tırmanarak yanıma döndü. Biraz
alçalıp kulvarın orta hizalarında yer alan, yükselirken alternatif olabileceğini konuştuğumuz, çarşaklı etabı ve bacayı
kullanarak ana kulvara geçmeye karar verdik. Bir yaylı takoz ile istasyon alıp çürük kar-çarşak etabından yaklaşık 20 metre
kadar çapraz yükseldik (II+/III-). Hemen arkasındaki bacanın altında ise bir sikkeden istasyon aldık. Sonra da 15-20 metre
uzunluğundaki başı pozitif başlayıp sonunda hafif negatif yapan kanal-baca hattını (III+/IV-) tırmandık ve ana kulvara
ulaştık (3082 m).
Ana kulvarda yükseliş. Arkada Akşampınarı Vadisi ve Parmakkaya |
Ana kulvarın sonlarında yükseliş |
Sırt hattı sonrasında yan geçiş ve kırdığımız plaka alanında dikine yükseliş
|
Ana kulvara girdikten sonra kar yer yer daha derin olmak üzere yaklaşık dize kadar batmaya başladı. Daha güvenli olsun diye
mümkün olduğunca kar-kaya hattına yakın tırmandık. Bu şekilde bu geniş kulvarın en üst kısmındaki kulenin altına kadar
yükseldik 2. Kulvarın bitiminde sağ tepemizde devasa bir kum saati ve mağara yapısı ile karşılaştık. İnişin uzun
süreceğini bildiğimiz için burada vakit kaybetmeden devam ettik. Önce hafif solumuzda kalan ve önümüzü kesen sarı yüzeyin
altına kadar çıktık, sonra da yüzeyin altından tamamen sola geçerek kulvarın bir üst basamağına ulaştık. Bu basamak,
aşağıdan sorunlu olabileceğini düşünmemize rağmen bize kolay bir geçiş sundu; köşeyi dönerek yükseldikten sonra sağa doğru
sırtı hedefleyerek çapraz geçtik ve rahat bir şekilde sırt hattını yakaladık. Sırtın biraz altından yükseklik kaybetmeden
yan geçerek zirvenin altına yaklaşmaya başladık. Geçişin yaklaşık ortalarına geldiğimizde belirgin bir kırılma sesi ile
büyük bir tabaka oturttuk. Bora ile aramızda 5-6 metre vardı ve her ikimizin de üzerinde oluşan kırık hattını net olarak
görebiliyorduk. Sırta çok yakın olduğumuz için bulunduğumuz yerlerden dikine yükselerek hemen sırta çıktık ve güvenli bir
yere geçtik. Sonrasında sırt hattını daha yakından izleyerek önce yalancı zirveye ardından da ana zirveye ulaştık (3595 m,
16.15).
Zirve |
Zirve |
Günbatımında iniş |
Kısa bir zirve molasının ardından hızlıca inişe başladık. Yaklaşık bir saat içinde Oksar-Süner Tepe arasındaki vadi tabanına
ulaştık ve mola verdik. Burada ocağımızı yakıp kar erittik ve beslendik. Bol bol sıvı alıp enerji topladık. Sonra da inişe
devam ederek iki saatte Emli Vadisi tabanındaki patikaya, yaklaşık 22.00 gibi de çadırımıza ulaştık. Toplamda 1900 metre
irtifa kazanıp-alçalmalı ve 19.5 saat süren bir tırmanış yapmış olduk.
Ertesi günlerde farklı rotalara üç deneme daha yaptık ama kuzeye bakan yamaçlardaki kar çok fazla batıyordu ve bize hiç izin
vermedi. Sonraki günlerde gelecek yağışın haberini de alınca etkinliği daha fazla uzatmayıp geri dönmeye karar verdik.
Süner Tepe – Güneybatı Yüzü – İlk Kış Çıkışı (1600m, IV-, PD+)
Ekip: Bora Maviş, Arif Mithat Amca
Tarih: 3 Şubat 2012
Yer yer ufak zorlukları olan güzel ve uzun bir dağ rotası. Özellikle daha büyük dağlara/rotalara hazırlanıyorsanız güzel bir
ara basamak olabilir.
Tırmanışa Sarımehmed’in Yurdu’ndan (1700 m) ya da Kocadölek’ten (2000 m) başlayabilirsiniz. Rota hattı (çizimde yeşil hat), yaz
başında bile bariz bir şekilde belli olan kar alanlarını ve kulvar hattını izlemekte. Eğer tek bir seferde tırmanışı
bitirmek istemezseniz, rotanın ikinci denemesinde gecelenen büyük mağarada konforlu bir şekilde
kalabilirsiniz. Mağaranın girişi gecelemek için oldukça eğimli ancak yaklaşık 25 metre içeride çok rahat setler
bulabilirsiniz. Ana kulvara girildikten sonra da gecelenebilecek başka mağara kovukları mevcut. Ancak bunlara erişmek için
ilk teknik zorlukların zamanlı bir biçimde geçilmesi önemli. İniş vadisi çığ açısından tehlikeli bir bölge olduğundan, kış
mevsiminde burayı öğlen saatlerinde inmemeye dikkat edin (çizimde sarı hat). Havanın soğuduğu ve tehlikenin azaldığı akşam
saatlerini ya da sabahın erken saatlerini tercih etmenizi öneririz.
Tırmanış için yanımıza aldığımız malzemeler: 1 burgu, 1 picket (kar kazığı), 8 takoz, 4 yaylı takoz, 4 sikke, 3 istasyon
perlonu, 4 kilitli, 6 ekspres, 1 t-bloc, bırakma perlonu, 1 tane 50 m yarım ip, MSR Pocket Rocket ocak, titanyum küçük kap
ve kapak, 1 küçük tüp, 1 paket tang, 2 paket hızlı çorba, 1 paket püre, 2 adet 1lt’lik termos ve bivak torbası.
Rotanın bir yaz çıkışının olup olmadığını bilmemekle beraber, bir kış çıkışının yapılmamış olduğunu tahmin ediyoruz. İnişte
kullandığımız rota ise Yedigöller’e farklı bir geçiş olanağı sağlayabilen zevkli bir ‘klasik çıkış rotası’ sınıfındadır.
Farklı birkaç ekipçe “inişte” yapılmış olduğunu duyduğumuz rotanın, bizlerce yapılmış olan bir şeklini (13 Temmuz 2008: Suna
Yılmaz, Eylem Elif Maviş, Bora Maviş) çizimde göstermeye çalıştık. Birçok alternatiften çıkılabilecek rotanın teknik donanım
gerektirmeyen ancak dikkat isteyen etapları başındadır ve II+ derecelik küçük kaya basamaklarının geçilmesini gerektirir.
Süner Tepe’nin Güney Yüzü’ne tam olarak girilen üst etaplarda ise zorluk, Oksar Tepe’nin Sulağankeler’den başlayan klasik
Güney-Güneydoğu Yüzü rotasıyla benzerdir.
1 Kulvar içlerinde yer yer II+ derece zorlukta kısa kaya basamaklarının geçildiği bu etap, vadi tabanından
bakıldığında daha zorluymuş izlenimi uyandırdığından olsa gerek; Yedigöller’e geçişte genelde Oksar-Gürtepe arasındaki vadi
tercih edilir. Oysaki bu vadi alternatif olarak kullanılabilecek bir geçiş sağlar. Bu vadinin önemli bir özelliği yukarıdaki
kısımlarının yazın dahi görece az güneş almasıdır. Kar diğer benzer açılı vadilere göre vadiden daha geç çekilmektedir.
Bunun sonucunda da girişinin sağ tarafında yer alan, vadiye ‘kör vadi’ izlenimi veren ve gerçekten de dik bir yamaçla
kesilen, derinlerde gizli ve kuvvetli bir su kaynağı oluşmaktadır. Akşam Pınarı’na göre biraz daha geç kurumasından dolayı,
kurak dönemlerde Kocadölek başlangıçlı etkinlikler için alternatif bir kaynak olarak düşünülebilir.
2 Yükselişin özellikle başlarında, ilerimizde ve solumuzda serpiştirilmiş gibi duran kuleleri hedefleyerek,
sağımızdaki kar kaya hattından ilerledik. Yani hafif sola çapraz bir ilerleme yaptık. Ana kulvar ileride görünen bu
kulelerin altından başlayarak ikiye ayrılmış gibi duruyordu. Bu nedenle kulvarın yaklaşık ortasında iki temel hattan
ilerlenebilir. Kulelerin direk altına giden alternatif için bir iniş yapmak gerektiğini fark ettik; hafif yukarıda
kalmıştık. Bu nedenle alternatiflerden daha kayalıklı ve bize yakın olan sağ tarafı tercih ettik. İpe bağlı ve aynı anda ara
emniyetler atarak yükseldiğimiz bu bölge biraz çürüktü (1 yaylı takoz, 1 sikke ve 1 küçük baba, III+, yaklaşık 50 m). Bu
geçişle beraber artık ana kulvarın en üst kısmındaki en bariz kulenin altına kadar sağdan sola yönelimli çıkış için kule ile
aramızda engel kalmadı. Kulenin tam alt hizasında ise direk dikine yükseldik.
|