E-Posta: Şifre:
 Üye Ol  -  Şifremi Unuttum
Hasretin Dağları Cilo'lar
17.12.2010
Facebook Google+

Cilo-Sat Dağları, Hakkari içerisinde yer alan, dağcıların yıllardır hasretini çektiği, özlemle gitmek istediği dağlardır. Uzunlukları dört kilometre ile iki yüz metre arasında değişen; yarıkları 30 metre ile 150 metre arası derinliğe sahip, Türkiye’nin en güzel, en görkemli dağlarıdır.

İl merkezinin Güneydoğusunda yer alan Cilo-Sat Dağları’nın Doğu kesimini Sat’lar, Batı kesimini ise Cilo’lar oluşturmaktadır. Sat dağlarına güvenlik gerekçesi ile 1985 yılından beri gidilmesi yasaklanmıştır. Cilo’lar ise zaman zaman yasak kapsamı dışına alınmışsa da son bir yıldır yeniden yasak bölge olarak ilan edilmiştir. (Görüştüğümüz yetkililer Cilo’lardaki yasağın 02 Aralık 2010 tarihinden itibaren kalkacağını söylemişlerdir.) Cilo Dağları’nın, yüksekliği 3.500 metreyi aşan çok sayıda zirvesi vardır. Bu zirvelerin en yükseği 4.168 metre ile Reşko (Uludoruk) ve 4.050 metre ile Bala (Süppadürek) doruklarıdır. Yükseklikleri ve doğal güzellikleri ile göz kamaştıran Cilo’lar bahar aylarında çiçek çeşitleri ile tam bir cenneti andırır.

Bu güzel ve ihtişamlı dağları görmek, Mergan Buzulunda yürümek, Uludoruk Buzuluna tırmanmak üzere, Hakkari Üniversitesi Dağcılık ve Doğa Sporları Topluluğu ile Zirve Dağcılık Hakkari Temsilciliği’nin ortak olarak düzenlediği tırmanışa katılmaya karar verdik. Zirve Dağcılık Doğubeyazıt Temsilciliği’nden Nuri Tunç ve Ömer Özer’in de katılımı ile 26 Kasım 2010 Cuma sabahı Abdulkerim, Nuri, Ömer ve ben yola çıktık. Şehir merkezinden önce Zap Vadisi’ne indik. Hakkari - Van karayolu boyunca Zap Vadisi, Helêl Vadisi, Gündoğan Mağarası, Astengên Miran (Mir Geçidi) ve devamındaki önemli yerlerle ilgili bilgileri ekip arkadaşlarımla paylaştım. Asfalt yolun 14. kilometresinde sağdan Dêrze (Kırıkdağ) köyüne girdik. Kırıkdağ Vadisi’nin en son köyü olan, Gêlezu’ya uzanan geçit mahiyetindeki yolun stabilize oluşundan ötürü güçlükle ilerliyebildik. Cilo’ların eteklerindeki Gêlezu Köyü’nün yaklaşık 60 metre yüksekliğindeki şelalesinin üst yamacında sağlamlığını kısmen de olsa koruyan bir kilise bulunur. Buradan Spihane ve Bala yaylaları yol ayırımından Ava Spi (Ak Su) vadisine doğru yola devam ettik. Bahar aylarında gürül gürül ve köpük gibi beyaz akan sudan eser kalmamış, akar suyun kenarları buzlarla kaplanmış, su oldukça azalmıştı. Kiliseler Vadisi olarak da bilinen Kırıkdağ Vadisi’nden sonra, Ava Spi vadisini de geride bırakarak Mergan yaylasına ulaştık. Mergan Yaylası, yöre halkı arasında Cennet-Cehennem Vadisi olarak bilinen bölgede yer alır. Bahar aylarında eşi benzeri bulunmayan çiçek çeşitlerine sahip 2.450 metre yükseklikte bir yayladır. Buraya geldiğimizde havanın soğukluğu iyice his edilir olmuş çevredeki tüm su kenarları buz tutmuştu. Mergan Yaylası’nda kahvaltı yaparken, yaylanın kuzey yönünde olan 120 metre yüksekliğindeki Cafer Kule, dik ve ihtişamlı duruşu ile adeta bizleri selamlıyordu. Yüksekova ovasını Cilo’lardan ayıran Deriyê Cafer, (Cafer Kapı) geçit veren tek yoldu. Yüksek platoların ev sahipliği yaptığı bu vadinin güneyinde Reşko (Uludoruk) zirvesi ve Uludoruk buzulu bütün ihtişamı ile görünüyordu. Güney batısında duran Bala (Süppadürek) doruğu ve Bala buzullarının önünde bir muhafız gibi duran Çiyayê Sırê Bıri (Üşüyen Dağ) diğer adıyla “Kadın Parmağı”nın görkemli hali görülmeye değerdi. İlkbahar ve yaz aylarında Kadın Parmağı Dağı’nın eteklerinden çıkan kaynak sularının kenarlarında Süsın, Beybün ve üst yamaçlarında Nergiz çiçeklerinin yerini bembeyaz buzlar almıştı. Mergan yaylasındaki hazırlıklarımızı bitirdikten sonra 4-5 kilometre uzunluğundaki Cennet-Cehennem Vadisi’nden bir buçuk saatlik yürüyüşle Spixane (Spihane) buzuluna ulaştık. Yasakların olmadığı, önceki yıllarda yüzme fırsatı bulduğum Spihane buzul gölü tamamen donmuş, tam bir buz pisti haline gelmişti. Spihane buzulunda ve donmuş göl üzerinde birkaç fotoğraf çektikten sonra sağımızda bulunan Uludoruk Buzulu’na doğru tırmanışa geçtik. Zorlu bir tırmanış bizi bekliyordu. Uludoruk Buzulu’na üç farklı rotadan çıkılmaktadır. Biz orta rotayı, yani Bere Spi (Akaya) rotasını seçiyoruz. Ekim ayında günler soğuk ve kısa olduğundan buzul tırmanışını tamamlayıp geri dönmeyi planlıyoruz. Bere Spi su kaynağında kısa bir mola verdikten sonra yola devam ettik, yükseldikçe zirveler daha yakın ve güzel görünüyordu gözümüze. Vadiden uzaklaştıkça, buz pisti haline gelmiş göl ve donan şelalelerin görüntüsü tam bir görsel şölen haline geldi. Uludoruk Buzulu’na kısa bir mesafe kala, durup çevremizdeki zirveleri seyrederken zirvelerin isimlerini ekibimle paylaştım.

“Bulunduğumuz yerden soldan sağa doğru Şaşkê Sivriği, Reşko (Uludoruk), Çiyayê Sıre Bıri (Üşüyen Dağ) “Kadın Parmağı Dağı”, Cilo Sivriği, Çiyaye Gerê ve Gerze doruğu yer almaktadır.”

Arkadaşım Nuri bu büyülü dorukların havasına kapılmış, durmadan fotoğraf çekiyordu. Kısa bir tırmanıştan sonra, artık Uludoruk buzuluna varmıştık (3.250 m.). Aslında kayakçı olan, Hakkari Üniversitesi öğrencisi Abdulkerim, bizlere bu vadinin çok güzel bir kayak merkezi olabileceğini düşündüğünü söyledi. Uludoruk Buzulu’nda bir saat kadar zaman geçirmiştik ki karanlık iyice çöktü. Dönüşte rotayı değiştirmek zorunda kaldık. Geceleri inlerinden çıkan yırtıcı hayvanlar nedeni ile rotamız riskli hale gelmişti. İnişi bu nedenle, çıkış rotamızdan değil, Spihane buzulunun sol (giriş) tarafında bulunan şelalenin kenarından yapmaya karar verdik. Oldukça taşlık olan yoldan inerken Ömer kısa bir yemek molası vermeyi önerdi. Bu fikir hepimizin hoşuna gitti, çünkü kahvaltı dışında hiçbir şey yememiştik. Cilo’ların görkemli manzarası insana herşeyi unutturuyordu tabiki. Gece karanlığında oldukça dik bir yamacın tepesinde kısa bir aperatif molası verdik ve sonra vadiye doğru yola devam ettik. Bir süre sonra Ava Spi Vadisi’nden akan derenin yamacındaki patika yola ulaştık. Artık daha rahat bir yürüyüşle aracımızı bıraktığımız Mergan Yaylası’na doğru yola devam edebilecektik. Yaklaşık iki saat sonra Mergan Yaylası’na ulaştık. Her yer zifiri karanlıktı ama gökyüzündeki koyu mavilik ve parlayan yıldızlar gecemize farklı bir güzellik katıyordu. Gece burada kalmamaya karar verdik. Ertesi gün Çukurca’nın Tal Köyü’ndeki (2.000 metre) Mar Abdişo Manastırı’na gitmeye karar verdik.

Cilo-Sat dağları, tarihi kaya resimleri, lacivert görünümlü buzul gölleri, yeşil kadifeyi andıran çimenlikleri, kilometrelerce uzunluktaki buzulları, coğrafyanın sembolü olan “ters lale”leri, piramitleri andıran zirveleri ile insanı adeta büyülüyor. Dağlarda yaşamın tadını çıkarmak isteyenlerin Temmuz–Ağustos aylarında buzul gölleri çevresinde kuracakları çadırlı kamplarda eşsiz doğa güzellikleriyle kucaklaşma fırsatını kaçırmaları büyük bir talihsizlik olur.Gelip görenlerin beğenileri ve burada geçen güzel anılarının hâlâ ilk günkü gibi hatırlandığını, bana ulaştırdıkları mesajlarda dile getiriyor olmaları beni çok mutlu ediyor.

Cilo-Sat Dağlık Bölgesini ülkemiz ve dünya turizmine açmakta çok geç kalınmış olsa bile biz bu yönde elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.

Cilo Sat dağlarındaki güzellikleri uygar dünya insanıyla buluşturmak ülkemize saygınlık kazandıracaktır.

Ekip: Hacı Tansu (Fotoğrafçı, Dağcı), Abdulkerim Tekçe (Kayakçı, Dağcı), Nuri Tunç (Fotoğrafçı, Dağcı), Ömer Özer(Dağcı).

Yazar: Hacı TANSU
Kasım - 2010




Ankara: Dagh Dash - Kızılay (312) 230 3310, Dost Kitabevi - Kızılay (312) 425 2464, K2 Outdoor - Kızılay (312) 425 5822, Bursa: Doğa Spor - Heykel (224) 223 6995, Patika Outdoor - Osmangazi (224) 221 1090, İstanbul: Adventure Republic - Kızıltoprak (216) 346 4164, Adrenalin - Karaköy (212) 293 1530, Adrenalin - Beşiktaş (212) 260 6002, Atlas Outdoor - Karaköy (212) 252 3282, Boulderhane - Taksim, Boulderistanbul - Kadıköy, K2 Outdoor - Kadıköy (216) 336 3635, Kanyon - Beşiktaş (212) 261 8961, Kutup Ayısı - Beyoğlu (212) 252 4349, Swat Outdoor - Kadıköy (216) 418 6670 İzmir: Dağ Evi - Alsancak (232) 465 0016, Küçük Duvar - Bayraklı (232) 344 4022, Trabzon: Bilginler Outdoor (462) 321 1633, Olgun Çağlar (541) 235 5550.
TAKOZ Teknik Tırmanış Dergisi UYARI: Bu web sitesinde anlatılan etkinlikler, oldukça ciddi yaralanma hatta ölüm riski taşımaktadır. Yeterli teknik ve mental seviyeye ulaşmadan kesinlikle böylesi etkinlikleri gerçekleştirmeyiniz. Bu tür riskleri üstlenmek, öncesinde yeterli fiziksel ve teknik birikimi ve deneyimi gerektirir. Bu web sitesinn in içeriği, benzer etkinliklerde oluşacak olası kazalar için herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Yayınlanan yazıların sorumlulukları yazarlarına aittir. Site içeriği başka web sitesi, magazin, broşür ve benzeri yayınlarda kullanılamaz.


Toplam ziyaretçi sayımız: 2.345.125